Akne için kullanılan İsotretinoin intihar riskini ve psikiyatrik hastalık sıklığını artırmıyor, aksine azaltıyor.

Akne için kullanılan İsotretinoin intihar riskini ve psikiyatrik hastalık sıklığını artırmıyor, aksine azaltıyor.

İzotretinoin’in intihar, depresyon ve anksiyete de dahil olmak üzere bir dizi psikiyatrik bozuklukla ilişkili olduğu bildirilmiştir, bu da intihar, depresyon, saldırganlık ve psikoz için 2005 yılında ABD Gıda ve İlaç Dairesi tarafından yayınlanan bir black box uyarısı ile sonuçlanmıştır. Yeni çalışma bu durumun geçerli olmadığını gösteriyor.

 

İzotretinoin Kullananlarda İntihar ve Psikiyatrik Bozukluk Riski: Bir Meta-Analiz

 

Önem: İzotretinoin’in psikiyatrik bozuklukların gelişimine katkıda bulunduğu varsayılmaktadır, ancak izotretinoin kullanıcıları arasında psikiyatrik bozukluklarla ilişkili epidemiyolojik ilişki ve risk faktörleri belirsizliğini korumaktadır.

Amaç: İzotretinoin kullanıcıları arasında intihar ve psikiyatrik bozukluklarla ilişkili mutlak ve göreceli risk ve risk faktörlerini açıklığa kavuşturmak.

Veri Kaynakları: PubMed, Embase, Web of Science ve Scopus başlangıçtan 24 Ocak 2023 tarihine kadar taranmıştır.

Çalışma Seçimi: İzotretinoin kullanıcıları arasında intihar ve psikiyatrik bozukluklar için mutlak risk, göreceli risk ve risk faktörlerini bildiren randomize çalışmalar ve gözlemsel çalışmalar seçilmiştir.

Veri Çıkarımı ve Sentezi: İlgili veriler çıkarılmış ve Newcastle-Ottawa Ölçeği kullanılarak çalışma düzeyinde yanlılık riski değerlendirilmiştir. Veriler ters varyans ağırlıklı meta-analizler kullanılarak bir araya getirilmiştir. Heterojenlik I2 istatistiği kullanılarak ölçülmüş ve meta-regresyon analizleri yapılmıştır.

Ana Sonuçlar ve Ölçümler: İzotretinoin kullanıcıları arasında intihar ve psikiyatrik bozuklukların mutlak riski (yüzde), göreceli riskleri (risk oranları [RR]) ve risk faktörleri (RR).

Bulgular:

1 625 891 katılımcıyı içeren toplam 25 çalışma incelemeye ve 24 çalışma meta-analize dahil edilmiştir. Dahil edilen çalışmalar arasında, katılımcıların yaş ortalaması 16 ila 38 arasında ve cinsiyete göre dağılım %0 ila %100 erkek arasında değişmektedir. Tamamlanmış intihar, intihar girişimi, intihar düşüncesi ve kendine zarar verme ile ilgili 2 ila 8 çalışmadan elde edilen 1 yıllık birleştirilmiş mutlak riskin her biri %0,5’ten az iken, depresyon riski 11 çalışmada %3,83 (%95 GA, 2,45-5,93; I2 = %77) olarak bulunmuştur.

İzotretinoin kullananların kullanmayanlara göre tedaviyi takip eden 2 yıl (RR, 0.92; %95 GA, 0.84-1.00; I2 = %0), 3 yıl (RR, 0.86; %95 GA, 0.77-0.95; I2 = %0) ve 4 yıl (RR, 0.85; %95 GA, 0.72-1.00; I2 = %23) içinde intihar girişiminde bulunma olasılığı daha düşüktür. İzotretinoin tüm psikiyatrik bozuklukların riski ile ilişkili bulunmamıştır (RR, 1.08; %95 CI, 0.99-1.19; I2 = %0).

Çalışma düzeyinde meta-regresyon, ileri yaştaki katılımcıların yer aldığı çalışmaların 1 yıllık mutlak depresyon riskinin daha düşük olduğunu, erkek katılımcıların yüzdesinin daha yüksek olduğu çalışmaların ise 1 yıllık mutlak tamamlanmış intihar riskinin daha yüksek olduğunu bildirdiğini ortaya koymuştur.

Sonuçlar ve Önem: Bulgular, popülasyon düzeyinde izotretinoin kullanıcılarının intihar veya psikiyatrik durum riskinin artmadığını, bunun yerine tedaviyi takip eden 2 ila 4 yıl içinde daha düşük intihar girişimi riskine sahip olabileceğini göstermektedir. Bu bulgular güven verici olmakla birlikte, klinisyenler bütüncül psikodermatolojik bakım uygulamaya devam etmeli ve izotretinoin tedavisi sırasında hastaları ruhsal sıkıntı belirtileri açısından izlemelidir.

 

doi:10.1001/jamadermatol.2023.4579

yorumlar